Joseph Nicephore Niepce Kimdir?

Nicephore Niepce’nin Portresi

Günümüzde fotoğraf çekmek neredeyse hiç zaman almıyor. Mutlaka siz de anı yakalamak deyimini duymuşsunuzdur. Örneğin yeni piyasaya sürülen Fujifilm X-H2 saniyenin 180.000’de birini yakalayabiliyor. Fakat ilk icad edildiğinde bir fotoğraf oluşturma işlemi yaklaşık 8 saati buluyordu. Gelin dünyanın ilk “anı yakalayan” insanı Joseph Nicéphore Niépce’yi beraber tanıyalım.

Joseph Nicéphore Niépce Kimdir?

Joseph Nicéphore Niépce (1765-1833), genellikle fotoğrafçılığın öncülerinden biri olarak kabul edilir. Fransız bir mucit olan Niépce, görüntüleri kimyasal olarak sabitleme ve kalıcı hale getirme yöntemlerini geliştirdi. Bu, modern fotoğrafçılığın temellerini oluşturdu.

Hayatı ve Kariyeri

Joseph Nicéphore Niépce, fotoğrafçılığın öncülerinden biri olarak tarihe geçmiş önemli bir figürdür. Hayatı boyunca bir dizi önemli teknik başarıya imza atmış ve görüntüleme teknolojilerinde devrim yaratmıştır.

Erken Yaşamı ve Eğitimi

Joseph Nicéphore Niépce 1765 yılında Fransa’da doğdu. Ailesi varlıklıydı ve bu, ona iyi bir eğitim alma ve döneminin birçok teknik ve bilimsel gelişmesini takip etme fırsatı verdi. Niépce, özellikle doğa bilimlerine büyük bir ilgi duyuyordu ve genç yaşlarda farklı disiplinlerde bilgi edinmeye başladı.

İcatları

Joseph Nicephore Niepce, hayatının çeşitli dönemlerinde farklı meslek dallarında çalıştı. İlk olarak kamu hizmetine adanmış bir kariyer izledi, ancak sağlık sorunları nedeniyle bu görevden ayrıldı. Daha sonra, bilimsel ve teknik çalışmalara odaklandı. Niépce’in kariyerinin bu evresi, onun en bilinen icadına, yani fotoğrafçılığa giden yolu açtı.

  1. Pirolozis Motoru: Niépce, kardeşi Claude ile birlikte, “Pirolozis Motoru” olarak bilinen bir içten yanmalı motor geliştirdi. Bu proje, pratik bir enerji çözümü sağlama amacı taşıyordu, ancak ticari olarak büyük bir başarı elde etmedi.
  2. Heliyografi ve Fotoğrafçılığın İlk Adımları: Niépce, 1800’lerin başında görüntüleme teknikleri üzerine çalışmalar yapmaya başladı. O dönemdeki en büyük zorluk, bir görüntüyü yakalayıp kalıcı olarak sabitlemekti. Niépce, bitümlü kaplama ve ışığa maruz kalma sürecini içeren “heliyografi” tekniğini geliştirdi. Bu süreç, fotoğrafçılığın temelini oluşturan süreçlerin ilkiydi.
  3. Gümüş klorürle kaplı kağıt kullanarak küçük kamera görüntüleri yakalama konusunda ilk başarılara imza attı. Niépce’nin bu başarıları, onu bu tür bir girişimde başarıya ulaşan ilk kişilerden biri yapar.
  4. Niépce’nin mektupları, bu ilk denemelerin detaylarını anlatır. Gümüş klorürün ışığa duyarlı özelliklerini kullanarak, kamera obskura aracılığıyla görüntüler elde etmeyi denedi. Ancak, bu erken dönem çalışmaları önemli sınırlamalara sahipti. Elde ettiği görüntüler negatiflerdi; yani, açık olması gereken yerler karanlık, karanlık olması gereken yerler ise açık çıkıyordu. Dahası, bu görüntüler ışığa maruz kaldığında kararmaya başlıyordu, çünkü Niépce henüz görüntüleri sabitlemenin, yani onları kalıcı hale getirmenin bir yolunu bulamamıştı.
  5. İlk Fotoğraf: Niépce, 1826 veya 1827 yılında, “Le Gras’daki Pencere” adlı eseri yaratarak, tarihteki ilk fotoğrafı çekti. Bu görüntü, bir metal plaka üzerinde, günlerce süren bir pozlama süresi kullanılarak oluşturuldu ve bugün fotoğrafçılığın doğuşunu simgeleyen bir an olarak kabul edilir.

İşbirlikleri ve Sonraki Yılları

Louis Daguerre ile ortaklık kurduğunda, fotoğrafçılığın temelini attılar. Daguerre, bu işbirliği süresince görüntüleme süreçlerini geliştirmeye devam etti ve nihayetinde daguerrotipi adı verilen bir yöntemi icat etti. Bu yöntem, onun adıyla anılan ve fotoğrafçılık tarihinde önemli bir yere sahip olan bir tekniktir. Ancak, Niépce’nin bu teknolojinin gelişimini tam olarak görmesi mümkün olmadı, çünkü 1833 yılında hayatını kaybetti. Bu trajedi, fotoğrafçılık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Niépce ve Daguerre’nin bu erken dönem işbirliği, modern fotoğrafçılığın temellerini oluşturdu ve onları bu alanda öncü figürler olarak tarihe geçirdi.

Joseph Nicephore Niepce’in heliyografi yöntemi, görüntüleri uzun pozlama süreleriyle kalıcı hale getirmeyi mümkün kılsa da, bu süreç pratik uygulamalar için oldukça yavaştı. Daguerre, bu süreci iyileştirerek daha kısa pozlama süreleri ve net görüntüler sunan daguerretype yöntemini geliştirdi. Bu yeni yöntem, gümüş kaplı bir bakır levha üzerine ışığa duyarlı malzemelerin uygulanması ve bu levhanın kısa bir süre ışığa maruz bırakılmasını içeriyordu. Daguerre’nin bu yeniliği, fotoğrafçılığın erişilebilirliğini ve popülaritesini artırdı ve modern fotoğrafçılığın gelişiminde önemli bir dönüm noktası oldu. Niépce’in başlangıçta kullandığı saatler süren pozlama süreleri dakikalar seviyesine indirildi, bu da fotoğrafçılığı daha geniş bir kitle için uygulanabilir bir sanat ve bilim dalı haline getirdi.

Helyografi: İlk Fotoğrafı Oluşturan Teknik

Heliyografi, Joseph Nicéphore Niépce tarafından icat edilen ve fotoğrafçılığın ilk formlarından biri olan bir görüntüleme tekniğidir. Bu terim, Yunanca “güneş” anlamına gelen “helios” ve “yazma” anlamına gelen “graphein” kelimelerinden türetilmiştir. Bu isim, bu tekniğin ışığa (özellikle güneş ışığına) duyarlı malzemeler kullanarak görüntüler oluşturma yöntemine atıfta bulunur.

Heliyografi süreci şu şekilde işler:

  1. Niépce, ışığa duyarlı bir madde olan Bitumen’i (genellikle Judea’nın asfaltı olarak bilinir) bir yüzeye, örneğin cam veya metal bir plaka üzerine uygulardı. Bitumen, normalde katıdır ancak sıvı hale getirilebilir ve ışığa maruz kaldığında sertleşir.
  2. Bu ışığa duyarlı plaka, bir kamera obskura (ışığı odaklamak ve bir görüntü oluşturmak için kullanılan basit bir aygıt) içine yerleştirilir. Işığa maruz kalan alanlar sertleşirken, karanlıkta kalan alanlar orijinal, daha yumuşak halini korur.
  3. Plaka, ışığa uzun süreler boyunca (birkaç saat veya daha fazla) maruz bırakıldıktan sonra, ışığa maruz kalmayan alanlardaki bitumen çözücülerle yıkanarak uzaklaştırılır. Bu işlem, ışık ve gölge arasındaki kontrastı yaratarak, sabitlenmiş, kalıcı bir görüntü oluşturur.
  4. Sonuçta elde edilen görüntü, bir tür negatif görüntüdür, ancak uygun koşullar altında pozitif bir görüntü gibi görünebilir. Bu süreç, fotoğrafçılığın ilk zamanlarında detaylı ve kalıcı görüntüler yaratmak için kullanılan yöntemlerden biridir.

Heliyografi, modern fotoğrafçılığın temelini oluşturduğu için önemlidir, ancak bu yöntemle elde edilen görüntüler genellikle düşük çözünürlüklüdür ve çok uzun pozlama süreleri gerektirdiği için pratik uygulamaları sınırlıdır. Niépce’in bu tekniği kullanarak yaptığı en ünlü çalışma, “Le Gras’daki Pencere” adlı eseridir ve bu, bilinen en eski fotoğraftır. Bu görüntüleme tekniği, daha sonra Louis Daguerre ve diğerleri tarafından geliştirilen süreçlere yol açarak, fotoğrafçılığın evriminde kritik bir adım olmuştur.

Fotoğrafın Doğuşu

İlk fotoğrafın hikayesi, fotoğrafçılığın temellerinin atıldığı döneme ve Joseph Nicéphore Niépce’in devrim niteliğindeki çalışmalarına dayanır. Niépce, görüntüleri kalıcı bir şekilde kaydetme yöntemlerini araştırırken, günümüz fotoğrafçılığının ilk adımlarını atan kişidir. Niépce’in bu alandaki en bilinen başarısı, genellikle tarihteki ilk fotoğraf olarak kabul edilen ve “Le Gras’daki Pencere” olarak bilinen eseridir.

İlk Fotoğrafın Oluşumu:

  1. Teknolojinin Geliştirilmesi: Niépce, 1820’lerde ışığa duyarlı malzemelerle çalışmaya başladı. O dönemde fotoğrafçılık henüz bilinmeyen bir kavramdı ve Niépce’in amacı, görüntüleri kimyasal bir süreç kullanarak sabitleyebilmekti. Bu süreç, sonradan “heliyografi” olarak adlandırıldı.
  2. İlk Denemeler: Niépce, ışığa duyarlı bitüm (Judea’nın asfaltı olarak da bilinir) kullanarak bir dizi deneme yaptı. Bitüm, ışığa maruz kaldığında sertleşen bir maddeydi ve Niépce, bu özelliği kullanarak bir görüntüyü sabitlemeyi umuyordu. Ancak, bu sürecin başarılı olabilmesi için çok uzun pozlama süreleri gerekiyordu.
  3. “Le Gras’daki Pencere”: Niépce’in en ünlü denemesi, 1826 veya 1827 yılında Fransa, Saint-Loup-de-Varennes’deki malikanesinin penceresinden bir görüntü yakalamayı içeriyordu. Bu denemede, Niépce, bitümle kaplı bir metal plakayı bir camera obscura içine yerleştirdi ve bu düzenekle dışarıdaki manzarayı yakalamayı başardı. Pozlama süresi oldukça uzundu, bazı kaynaklar bunun 8 saat kadar sürdüğünü belirtse de, daha sonra yapılan analizler pozlama süresinin birkaç gün olduğunu öne sürmektedir.
  4. Kalıcı Görüntünün Elde Edilmesi: Pozlama tamamlandığında, plaka ışığa maruz kalmayan alanlardaki bitümü çıkarmak için bir çözücü ile işlendi. Sonuç, kontrastlı bir görüntüydü: ışığa maruz kalan (ve dolayısıyla sertleşen) alanlar koyu renkte, ışık almayan alanlar ise açık renkteydi. Bu, negatif/positif sürecinin bir öncüsüydü, ancak Niépce’in görüntüsü doğrudan bir pozitifti.

Bu ilk fotoğraf, günümüze ulaşan en eski kamera görüntüsü olma özelliğini taşımakta ve tarihsel olarak büyük bir öneme sahiptir. Teknolojik açıdan bakıldığında, bu ilk fotoğraf, daha sonra Louis Daguerre ve diğerleri tarafından geliştirilecek fotoğrafçılık tekniklerinin ve konseptlerinin öncüsüydü. Niépce’in bu başarısı, görüntülerin kalıcı olarak kaydedilmesi ve fotoğrafçılık sanatının ve biliminin temellerinin atılmasında kritik bir adımdı.

Joseph Nicéphore Niépce tarafından çekilen ve “dünyanın ilk fotoğrafı” olarak kabul edilen “View from the Window at Le Gras” adlı eser, şu anda Austin, Texas’taki University of Texas’ta bulunan Harry Ransom Center’da sergilenmektedir. Bu fotoğraf, 1826 veya 1827 yıllarında Niépce tarafından heliyografik bir süreç kullanılarak çekilmiştir ve fotoğrafçılığın tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Niepce’den Sonrası

Joseph Nicéphore Niépce’in öncül çalışmaları, fotoğrafçılık sanatının ve biliminin gelişiminde temel bir dönüm noktası oluşturdu. Niépce’in 1833’teki ölümünden sonra, iş ortağı Louis Daguerre, Niépce’in başladığı işi devraldı ve bu teknolojiyi ileriye taşıdı.

  1. Daguerre ve Daguerrotipi: Niépce’in ölümünden sonra, Louis Daguerre, fotoğrafçılık süreçlerinde çığır açan kendi yöntemi olan daguerrotipiyi geliştirdi. Daguerre, Niépce’in heliyografisi üzerine inşa ederek, daha pratik ve net fotoğraflar üreten bir yöntem oluşturdu. Bu gelişme, Niépce’in başlangıçta kullandığı saatler süren pozlama sürelerini dakikalar seviyesine indirerek, fotoğrafçılığı daha erişilebilir ve uygulanabilir bir hale getirdi.
  2. Niépce’in Mirası: Daguerre‘nin başarıları, özellikle daguerrotipi yönteminin ticari olarak tanıtılması, Niépce’in teknolojik katkılarının tanınmasında büyük bir etken oldu. Niépce ve Daguerre arasındaki işbirliği, Niépce’in adının, fotoğrafçılığın babalarından biri olarak anılmasına yol açtı.
  3. Tarihsel Etki: Niépce’in erken dönem çalışmaları, fotoğrafçılığın tarihsel sürecinde bir dönüm noktası olarak kaldı. Onun yöntemleri, başlangıçta belki ham ve kısıtlıydı, ancak bu teknikler, fotoğrafçılığın gelişimi için temel taşları oluşturdu. Niépce olmasaydı, fotoğrafçılığın tarihi, belki de çok farklı bir seyir izleyecekti.

Özetle, Joseph Nicéphore Niépce, fotoğrafçılığın erken evrelerinde hayati bir rol oynadı. Onun yenilikleri, başkalarının üzerine inşa ettiği bir temel sağladı ve fotoğrafçılığın modern formunun gelişimine yol açtı. Niépce, bugün bile devam eden bir sanatsal ve teknik devrimin öncüsü olarak hatırlanmaktadır.

Özet

Niépce, 1765’te doğmuş Fransız bir mucit olup, modern fotoğrafçılığın temellerini atan yenilikçi çalışmalarıyla tanınır. Gümüş klorürle kaplı kağıt üzerinde kamera görüntüleri yakalama gibi ilk başarılara imza atmış, ancak bu görüntüleri kalıcı hale getirme konusunda zorluklar yaşamıştır. 1826 veya 1827’de “Le Gras’daki Pencere” adlı dünyanın ilk fotoğrafını çekmiş, bu eser günümüzde Harry Ransom Center’da sergilenmektedir. Niépce, Louis Daguerre ile işbirliği yaparak fotoğrafçılık süreçlerini geliştirmiş, ancak 1833’te hayatını kaybederek bu teknolojinin son gelişmelerini görememiştir. Niépce’in heliyografi ve diğer icatları, fotoğrafçılığın evriminde kritik adımlar olmuş ve onun mirası, modern fotoğrafçılığın gelişimine temel oluşturmuştur.

Comments 2
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki
Camera Obscura Nedir?

Camera Obscura Nedir?

Camera Obscura nedir sorusunun cevabına ve karanlık oda adıyla bilinen fotoğraf

Sonraki
Kalotip Nedir? Calotype Süreci

Kalotip Nedir? Calotype Süreci

Fransa’da Daguerre tarafından geliştirilen Dagerotip tüm dünyaya hızla